Daniel Loick'in “Avrupa’nın Nekropolitikası Moria’daki Yangını Ateşledi” başlıklı 19 Eylül 2020'de Roar Magazine'de yayımlanan yazısı GAR yaz stajeri Oğuzcan Karabulut tarafından çevrildi ve Fırat Çoban tarafından yayıma hazırlandı.

Rosa Vasilaki’nin “Yunanistan Göçmenleri Denizin Ortasına Bırakıyor – ve Avrupa Buna Göz Yumuyor” başlıklı incelemesi Türkçe'ye GAR Göç Araştırmaları Derneği yaz stajyeri Oğuzcan Karabulut tarafından çevrildi; GAR Akademi Koordinatörü Sibel Karadağ ise yazıyı yayıma hazırladı.

GAR üyeleri 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü dolayısı ile Warsan Shire'ın Yurt adlı şiirini okudu. 

 27 Şubat günü İdlib’de TSK mensuplarına yönelik gerçekleştirilen saldırı sonucu 33 askerin hayatını kaybetmesiyle başlayan gelişmeleri ve bu gelişmelerin Türkiye-Yunanistan sınırında yarattığı göç hareketliliğinin aşamalarını bir zaman çizelgesi halinde hazırladık.  Konu ile ilgili herkese faydalı olmasını umduğumuz derleme, 27 Şubat’tan 27 Mart’a değin geçen bir aydaki gelişmelere ışık tutuyor. Açık metin olarak paylaştığımız zaman çizelgesini, ayrı bir belge olarak da sayfanın sonundaki linkten indirebilirsiniz. 

18 Mart 2019
Neva Övünç Öztürk, Cavidan Soykan
Foto: Cavidan Soykan, Gaziantep, 2015

29 Kasım 2015 tarihinde gerçekleşen Türkiye AB Zirvesinde, Suriye’deki iç savaştan kaçan mülteciler ile onları kabul eden ülke olarak Türkiye’nin desteklenmesi ve AB’ye yönelen düzensiz göç akınlarının önlenmesine dair işbirliği için 15 Ekim 2015’te kabul edilen Ortak Eylem Planı’nın uygulamaya geçirilmesi kararı alınmıştı.1 Böyle bir Plan ihtiyacının doğmasındaki en önemli sebep, kuşkusuz 2015 yılında yaşanan ve Avrupa ülkeleri tarafından ‘göç krizi’ olarak adlandırılan ‘uzun göç yazı’ idi.2 Nitekim Avrupa Komisyonu, Planın uygulanmasına ilişkin 10 Şubat 2016 tarihinde yayınlanan raporunda, bu kapsamda 2015 yılının başlarından itibaren toplam 880,000 kişinin Türkiye’den Yunanistan’a ulaştığını; oldukça ‘yüksek’ olan bu rakam nedeniyle Avrupa Komisyonunun Türk makamlarıyla yoğunluğun azaltılması için çalıştığını aktarmıştı.

12 Ocak 2019
Foto: Cavidan Soykan, Hamburg, 2015

Türkiye’de giderek artan göçmen karşıtlığı ve daha özelde Suriyeli karşıtlığı bize ne söylüyor? Her gün gazete köşelerinde, sosyal medyada, televizyonlarda, söyleşilerde, sokakta ve gündelik hayatın her yerinde yeniden ve yeniden üretilen “istemiyoruz” tepkisi aslında ne anlatıyor? İnsan haklarından söz eden, hukuktan bahseden, insan onurunu dile getiren ve göçmen karşıtlığının neden olduğu risklere dikkat çekenlere efelenmek, onları küçük düşürmek istemek ve onları “duyar kasmak” gibi çirkin ifadelerle nitelemek ne anlama geliyor? 

Alt Kategoriler

Göç Araştırmaları Derneği
Abbasağa Mahallesi, Üzengi Sok. No: 13 34353, Beşiktaş / İstanbul
[email protected]