Bu araştırma, Türkiye’de kayıtlı ya da kayıtsız ikamet eden Afganların içinde yaşadığı koşulların hangi mekanizmalarla biçimlendiğine odaklanıyor. Bu amaçla, Ekim-Aralık 2022 tarihleri arasında Afgan nüfusun yoğun olduğu beş ilde (Ankara, Van, Kayseri, İstanbul ve İzmir) akademisyenler, gazeteciler, yerel, ulusal ve uluslararası sivil toplum ve insani yardım örgütü çalışanları, insan hakları dernekleri, belediye çalışanları, kanaat önderleri, sendikacılar ve avukatlar da dahil olmak üzere toplam 106 kişiyle 57 derinlemesine görüşme yaptık.
Afganistan’da devam eden ekonomik, toplumsal, siyasi ve ekolojik sorunlar dikkate alındığında, Afgan (zorunlu) göçünün yakın zamanda bitmesi pek mümkün görünmüyor. Ancak bir hayatta kalma stratejisi olarak devam eden göç yolculuğu da dünyada en istenmeyen gruplardan biri olan Afganlar için kolay geçmiyor. Tüm dünyada artan göçmen karşıtlığı ve giderek katılaşan göç politikaları Afganları varış yerlerinde zor koşullarla karşı karşıya bırakıyor.
Bu araştırma, Türkiye’de kayıtlı ya da kayıtsız ikamet eden Afganların içinde yaşadığı koşulların hangi mekanizmalarla biçimlendiğine odaklanıyor. Bu amaçla, Ekim-Aralık 2022 tarihleri arasında Afgan nüfusun yoğun olduğu beş ilde (Ankara, Van, Kayseri, İstanbul ve İzmir) akademisyenler, gazeteciler, yerel, ulusal ve uluslararası sivil toplum ve insani yardım örgütü çalışanları, insan hakları dernekleri, belediye çalışanları, kanaat önderleri, sendikacılar ve avukatlar da dahil olmak üzere toplam 106 kişiyle 57 derinlemesine görüşme yaptık.
Türkiye’deki Afganları bekleyen zorlukların başında, sığınma başvurusuna ve resmi kayıt sistemine erişim, yakalanma ve sınır dışı edilme korkusu ile hak ve hizmetlere erişim eksikliği geliyor. Raporda ayrıntılı bir şekilde değindiğimiz bu sorunların karşısında, çeşitli koruma ve dayanışma alanlarının nasıl oluşturulabildiğine de bakıyoruz. Türkiye’nin son dönemdeki göç politikalarının da etkisiyle Afganların Türkiye’de kalışlarını doğrudan etkileyen bu mekanizmalara “kabul” (reception) ve “kabul etmeme” (non-reception) mekanizmaları adını veriyoruz.
Bu araştırma bize, “kabul etmeme” (non-reception) dediğimiz, kısıtlayıcı ve caydırıcı mekanizmaların yaygınlaştığını, sivil toplum ve dayanışma girişimlerinin sunduğu kabul mekanizmalarının ise daraldığını ve zaman zaman engellendiğini gösterdi.
Proje Koordinatörleri: Didem Danış & Deniz Sert
Araştırmacılar: Lülüfer Körükmez & Eda Sevinin
Rapor yazımı: Eda Sevinin
İdari Asistan: Fırat Çoban
Dizgi: İpek Tabur
Kapak Tasarımı: Alexander Halldórsson Ephrussi
Araştırmanın İngilizce hazırlanan rapora aşağıda bulunan linkten ulaşabilirsiniz.