Bu yazı “Geçici Koruma Kimi, Neyi ve Ne Kadar Koruyor?” blog serisinin bir parçası olarak İbrahim Soysüren’in editörlüğünde yayımlanmaktadır. NCCR On the move, Neuchâtel Üniversitesi Sosyoloji Enstitüsü ve İzmir Barosu iş birliğiyle 9 Aralık 2023’te İzmir’de düzenlenen aynı adı taşıyan çalıştayda sunulan tebliğlerden hareketle hazırlanmıştır.
Neuchâtel Üniversitesinde Hukuk Profesörü olan Cesla Amarelle tarafından kaleme alınan bu yazı, İsviçre’de S statüsü olarak bilinen ve savaş veya şiddet nedeniyle kitlesel akın durumlarında bireylere acil koruma sağlayan geçici koruma mekanizmasını ele almaktadır. Uygunluk kriterleri, usule ilişkin konular ve yasal netlik ve entegrasyon tedbirlerine duyulan ihtiyaç da dâhil olmak üzere, bu statünün uygulanmasındaki zorluklara ve gerilimlere dikkat çekmektedir.
İsviçre’de Geçici Koruma:
S Statüsü ve Geçici Sistemden Çıkışa ilişin Olasılıklar
Cesla Amarelle
Uluslararası koruma mimarisinde geçici koruma, sınırlı bir süre için acil koruma sağlayan istisnai bir mekanizmadır. İsviçre AB üyesi olmamasına ve Avrupa Geçici Koruma Yönergesi’ni (AGKY) uygulamamasına rağmen, S statüsü aracılığıyla AGKY’ye çok benzer bir geçici koruma mekanizması sağlayan İltica Yasası’na (LAsi) sahiptir. Bu yasada, Avrupa düzeyindeki geçici korumada olduğu gibi, etkinleştirilmeden önce iki koşulun karşılanması gerekmektedir. İlk olarak, “yakın bir kitlesel insan akını” ve “ciddi bir genel tehlike” durumu olmalıdır (İsviçre İltica Kanunu’nun 4. maddesi). Bu kavramlar net olarak tanımlanmadığından, uygulanmaları her şeyden önce devletlerin belirli bir zamanda sığınmacıları kabul etme kapasitelerine bağlıdırlar. İsviçre İltica Yasası’nın 66. maddesi, “kitlesel akın” veya “genel ciddi tehlike” olup olmadığına karar verecek olanın hükümet olduğunu belirtmektedir. Buna göre, S koruma statüsünün birincil işlevi iltica sisteminin aşırı bir şekilde yük altına girmesini önlemektir. İkinci olarak, kitlesel akının altında yatan nedenler savaş, silahlı çatışma veya diğer şiddet durumları olmalıdır.
Baskı Altında Uygulama
AB’de olduğu gibi, S statüsü 11 Mart 2022 tarihinde İsviçre Federal Hükümeti tarafından uygulamaya konulmuştur. Eylül 2024’te Federal Hükümet, Ukrayna’da istikrarın sağlanamamasından dolayı bu statüyü 4 Mart 2026’ya kadar uzatmaya karar verdi. Bununla birlikte, Aralık 2024’te, Federal Meclisin iki kanadının, S koruma statüsünün verilmesinde bölgesel bir farklılaşmaya gidilmesi ve bölgesel olarak kaldırılması çağrısında bulunan bir önergeyi (24.3378) kısmen kabul ettiğini belirtmek gerekir. Yani sadece Rusya tarafından işgal edilen veya çatışmaların yaşandığı bölgelerden gelen kişiler İsviçre’de korumadan yararlanabilecektir. Diğer tüm bölgelerden gelen kişiler için S statüsü kaldırılmaktadır. Bu yeni kuralın uygulanması, S statüsü için yapılacak yeni başvurularla sınırlı olacaktır. Sonuç olarak, tüm yeni başvuru sahipleri bireyselleştirilmiş iltica prosedürlerine tabi olacak ve önceki basitleştirilmiş prosedür kaldırılacaktır.
Uygulamaya konulmasından bu yana, geçici koruma pratiğinde bir dizi gerilim ortaya çıkmıştır. Başlangıçta, esasen basit olan uygunluk kriterlerinin uygulanmasına ilişkin zorluklar yaşanmıştır.. Özellikle, savaştan daha önce Ukrayna’da yaşayan üçüncü ülke vatandaşlarının, çeşitli Federal İdare Mahkemesi kararlarında belirtildiği gibi, İsviçre’de S statüsü başvurularının reddedilmesi üzerine menşe ülkelerine dönmek zorunda kalabilecekleri koşullarla ilgili bazı sorunlar, her bir vakanın derinlemesine değerlendirilmesini gerektirmiştir. (özellikle bkz. 10 Ağustos 2022 tarihli D-2722/2022 ve 10 Ağustos 2022 tarihli D-3189/2022 İsviçre Federal İdare Mahkemesi kararları).
Diğer bir gerilim kaynağı, S statüsü prosedürü ile iltica prosedürü arasındaki bağlantı, özellikle de S statüsü prosedürünün iltica prosedürüne göre önceliği (İsviçre İltica Kanunu’nun 69. ve 70. maddeleri) ile ilgilidir ve bu da bir bekleme süresi gerektirmektedir. S statüsünün onaylanmasının ardından iltica başvuruları için beş yıllık bir işlem süresi mümkün olup, bu da zulüm iddialarına ilişkin kanıtların kaybedilmesi ve iltica sürecinin yeniden başlatılması halinde S statüsünün kaybedilmesi riskini artırmaktadır. Son olarak, bir başka gerilim kaynağı da S statüsünün sağladığı hakların yapısıyla ilgilidir. Bu haklar oldukça melezdir ve bazı açılardan diğer iltica hukuku statüleriyle [ve] özellikle de geçici kabul (F statüsü) kapsamında sağlanan haklarla uyumlu olmayan ad hoc bir tercihli rejim oluşturmaktadır (bkz. Groupe d’évaluation du statut S, Rapport sur son nouveau mandat, Haziran 2024, s. 26 ; Alberto Achermann, Die vorläufige Aufnahme und der S-Status Überlegungen zu einer Neukonzeption, Ekim 2023, s. 12 vd) .
Olasılıklar nedir?
Gelecekte, S koruma statüsünün daha adil bir şekilde uygulanabilmesi için bir dizi sorunun üstesinden gelinmesi gerekmektedir. İlk olarak, S statüsünün yasal plandaki netliği ve öngörülebilirliği güçlendirilmelidir. İltica prosedürü ile arasındaki bağlantılar kolaylaştırılmalı, usule ilişkin hususlar kanunlaştırılmalı ve bu statünün içerdiği haklar konsolide edilmelidir. Genel olarak, bu statü daha yüksek düzeyde normatif yoğunluk ve daha kapsamlı bağlayıcı standartlar gerektirmektedir.
İkinci olarak, S statüsü ilticanın yerini almadan ilticaya erişim sağlamalıdır. İsviçre Federal İdare Mahkemesi’nin çeşitli kararlarında belirttiği gibi, S statüsü iltica prosedüründe bir ön aşamadır. S statüsü, korunmaya ihtiyaç duyan kişi tarafından öne sürülen gerekçelere bağlı olarak, zımnen bir sığınma başvurusu bile teşkil edebilir.
F, B ve S statülerindeki farklılıklar ele alınmalı ve statüye dayalı eşitsizlikler ortadan kaldırılmalıdır. Aralarında uyum sağlanmadan uzun vadede sistemsel çifte standart ve çelişkili koruma modelleri riski vardır.
Son olarak, S statüsü geri dönüşe yöneliktir; [ancak] çatışmanın devam etmesi halinde sürmesi amaçlanmaktadır. Korunmaya muhtaç bir kişi ancak 10 yıl sonra İsviçre’ye tam anlamıyla yerleşmiş sayılabilir. Federal Hükümet, uyumu kolaylaştırmak amacıyla, insanların eğitimlerine devam etmelerini ve durumlarını hem yerel olarak hem de geri dönüş amacıyla pekiştirmelerini sağlamak için artık çift niyetli entegrasyon kavramına dayanmaktadır. (bkz. Groupe d’évaluation du statut S, Rapport sur son nouveau mandat, Haziran 2024, s. 24 ve devamı). Uygulamada, S statüsü, kalış süresinin uzatılması durumunda alternatif bir yasal statüye hızla geçiş çözümleri gerektirecektir. Amaç, daha uzun süre (3 yıldan fazla) kalınması halinde S statüsünü pekiştirecek resmi, kalıcı ve mümkünse halihazırda mevcut olan bir yasal statüyü garanti altına almak ve S statüsü ile geçici kabul (F) arasında köprüler oluşturmaktır. Bunlar, diğer koruma türlerine erişimi olmayanlar için insani gerekçelerle oturma iznine olanak sağlayan geçici çözümlerdir (İsviçre İltica Kanunu’nun 14. Maddesi).
Cesla Amarelle, Neuchâtel Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Kamu Hukuku ve Göç Hukuku Kürsüsü’nde profesördür.
* GAR Blog’ta yayınlanan yazılarda görüşler bütünüyle yazarlara aittir, Göç Araştırmaları Derneği’nin görüşlerini yansıtmaz.
**Görsel CHATGPT ile oluşturulmuştur.